Krizden önce tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Japon Yeni üzerinden borçlanmak moda olmuştu. Japon Yeni'ne uygulanan düşük faizler yurtdışından Türkiye'ye para getiren hedge fonların yanısıra Türk halkı arasında da Japon Yeni üzerinden borçlanma eğilimini arttırdı. Türk bankaları ve Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bankalar müşterilerine diğer döviz kredilerinin yanısıra Yen kredisi imkanları da sunmaya başladılar. Konut, taşıt, ihtiyaç kredileri gibi krediler Japon Yeni üzerinden alınmaya başlandı.
Ancak 2008 yılının Ekim ayında kendini hissetirmeye başlayan global ekonomik kriz Japon Yeninin başta amerikan Doları ve Euro olmak üzere tüm ülke para birimleri karşısında değerlenmesi sonucunu getirdi. Dolar ve Euro karşısında değer kaybeden Türk Lirası Japon Yeni karşısında bu iki para biriminden çok daha fazla değer kaybetti. Bu durumda Japon Yeni üzerinden borçlananlar düşük faize karşın yüksek miktarda TL borçlarıyla başbaşa kaldılar. Çünkü aynı Japan Yeni miktarı birkaç ay öncesine göre yüzde 50'nin üzerinde daha fazla TL etmeye başladı.
Japonya Yen'in Değerini Düşük Tutmaya Çalışıyor
Japon ekonomisinin önemli bir bölümü ihracaata dayandığı için yaklaşık on yıldır Japonya ülke para biriminin değerini düşük tutmaya çalışıyor. Bu yolla ihracatçısına destek olan Japon merkez bankası ve hükümeti ülkedeki durgunluğu da aşmaya çalışıyor.
İhracata dayalı büyüme modelini uygulayan Japonya dışsatımlarının fazla olması sayesinde kendi halkına iş olanağı yaratmış oluyor. Bunu yapabilmek içinse Japonlar faiz oranlarını çok uzun yıllardır sıfır civarında tutuyorlar. Düşük faiz oranı Japon Yeni'nin değerini düşürüyor ve ekonomide istihdam ve canlılık yaratıyor.
Japonya faizlerinin bu kadar düşük olması Japon Yeni üzerinden borçlanarak Türkiye, Güney Afrika, Macaristan gibi faizi yüksek ülkelerin para birimlerine akın başlatmıştı. Özellikle 2003 yılının Mayıs ayından itibaren Hedge Fon adı verilen yabancı fonlar Türkiye'ye girerek yüksek faiz kazanmaya başladılar. Japon Yeni ile düşük faizle borçlanan bu fonlar, aldıkları Yen'leri TL'ye çevirerek Türk Lirasına talep yarattılar. Türkiyedeki yüksek faiz ortamının cazibesine kapılan yabancı yatırımcılar aynı zamanda banka alımlarına da girmişlerdi.
Bu şekilde yapay bir biçimde TL'ye karşı yaratılan talep Dolar kurunu 1.15 TL seviyelerine kadar çekmişti. Ancak bu saadet zinciri koptu ve Türkiye'deki fonlar hızlı bir şekilde dövize dönmeye başladılar. Bu da TL'nin yabancı paralar karşısında hızla değer yitirmesine yol açtı. Tüm bu yaşananlarda en büyük zararı döviz üzerinden borçlananlar görmüş oldular.